Duyuru

Bunları yazmak zorundayım

Arnavutluk Haberleri - Bosna Haberleri - Dünyadan Haberler - Kosova Haberleri - Türkiye Haberleri

  /   2685   /   22 Şubat 2015, Pazar

Akit
 Yazdır

  

brahim Paşalı, “iyi bir soru, başka iyi sorularla tanıştırır insanı” diyor.

İşte o iyi sorulardan bir tanesi: “150 yıldır Fransa’ya burslu öğrenci gönderiyoruz. Kaç tane Fransa uzmanımız var?”

Başbakanlık YTB Başkanı Kudret Bülbül’ün, Charlie Hebdo olayından sonra yönelttiği bu soru, bize başka iyi soruları hatırlattı.

Diyelim ki, Fransa’ya Fransız kaldık! Peki ya Balkanlar?.. 

Bölgedeki tüm gelişmeleri takip eden, kaç tane uzmanımız var? 

BBC, Euronews ya da Deutsche Welle’den değil, yerel basından ya da yerinden...

Belki de önce şunu sormalıydık: Balkan dillerinden en az birini konuşabilen, kaç tane uzmanımız var?

İsimlerini bu sorulara cevap mahiyetinde sıralayabileceklerimizin sayısı, iki elin parmaklarını geçmiyor. 

Uzmanlık bir kenara, Balkanları bilen kalem sahiplerinin sayısı bile ancak bu kadar.

Balkanlara dair beylik cümleleri kuran yazar, çizerlerimizin büyük bölümü, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ya da Dışişleri heyetinde kadrolu seyahat ederek, bölgeyi görmüş, tanımış insanlar. 

Bunların büyük bölümü, bölge dillerinden en az birini bilmeyi bir kenara bırakın; Kalkandelen, İşkodra, Banya Luka, Yanya ya da İpek şehirlerini, haritada bile gösteremezler. 

Bir de vakıf, dernek ve cemiyetler bünyesinde seyahat edenler var. Fakat o hususa hiç girmeyelim.

Hadi diyelim ki kadrolu kalem erbaplarına bir şekilde altlık temin ediliyor. Peki ya Balkanlar üzerine kitap bile yazanlarına ne demeli?..

Hatırlayacaksınız: Gündüz Vassaf’ın, Mostari isimli denemesi Türk basınının ve kamuoyunun yoğun ilgisine mazhar olmuştu. 

Mostari’nin ana teması, Mostar Köprüsü’ne ayak diremek olarak seçilmiş. Bununla kalsa razıyız. Kırk beş günlük engin deneyimleri neticesinde,“Osmanlı terörü” ve “Bosna Hersek nüfusunun % 60’ı Hırvat, % 35’i Müslüman, % 5’i Sırp diye ayrışmış” ifadelerini kullanabilecek kadar meseleye vakıf olmuş. (Sayfa 113)

Bu satırları Hırvatistan’ın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitaroviç ve Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Hırvat üyesi Dragan Çoviç okusalar, Gündüz Vassaf’a üstün hizmet madalyası verirler. 

Hal böyle olunca, Balkanlara dair, orta ve uzun vadeli bir planlamadan ya da uzmanlardan söz etmek mümkün değil.

Bütün yük, bölgeye atanan kamu görevlilerinin omuza biniyor. 4-5 yıllık görev süreleri içerinde, ne yapabilirlerse onu yapmaya çalışıyorlar. Eğer şanslıysanız, Saraybosna Büyükelçimiz Cihad Erginay gibi zeki ve çalışkan isimlere denk gelirseniz. Aksi halde, vay halinize, vay halimize...

Söz Balkanlar’daki kamu görevlilerinden açılmışken, bir hususa daha değinelim.

Kemal Öztürk’ün Anadolu Ajansı’ndan ayrıldıktan sonra, kurum çalışanı 15 gazetecinin iş akdi feshedildi.  

Diğer isimleri bilmem. Fakat Balkan Bölge eski Müdürü Ömer Çetres’i, daha Saraybosna’ya geldiği ilk günlerden  tanırım. İyi işler yaptıklarında takdir ettik. Bize göre hatalı olan hususlarda ise eleştirdik. 

Hataları yeniden ifade etmeye gerek yok. 

Ömer Çetres, Anadolu’dan Balkanlara giden kamu görevlilerimiz arasında en uyumlu kişiydi. En azından daha iyisini görmedim. 

Yıllarca Bosna Hersek’te görev yapıp, market alış verişini dahi yapamayanlardan değildi. Boşnakça’yı, rahatlıkla derdini anlatabilecek kadar öğrenmişti. Mesai kavramı olmadan çalışanlardandı. 

Neden görevden alındığını bilmiyorum. Fakat iş akdi feshedilecek kadar büyük bir hata yaptığını düşünmüyorum.

Gerekçe her ne olursa olsun, en büyüğü ilköğretim çağında, üç kız evlat babasının ekmeğinden olması can sıkıcı. İş akdi feshedilince, eşi başka bir şehirde kamu hizmetine dönmek durumunda kaldığından, baba ile evlatların ayrı düşmesi meseleyi daha da can sıkıcı hale getiriyor.

Öyle anlaşılıyor ki Anadolu Ajansı, yeni dönemde, oldukça hassas hareket ediyor. O halde bu hassasiyete mütevazı bir katkıda bulunalım. 

Hazır eliniz değmişken lütfen, bir rivayete göre, ‘torpilli’ olarak Balkan Bölge Müdürlüğü’ne atanması düşünülen ismin; halen görev yaptığı kamu kurumda, paralel yapı mensubunu istihdam edip, etmediğini ve özel hayatları irdeleme çalışmaları olup, olmadığını iyi tetkik edin. Ya da bir dönem Arnavutluk temsilciliği için adı geçen ve paralel yapı ile halen sıkı ilişkisi bulunan personeliniz hakkında bir şeyler yapın.

Toparlayalım: Biz, Balkanlar diyerek kelam ettik. Siz ister Ortadoğu, ister Kafkaslar diye okuyun. Nasılsa, değişen pek bir şey yok!

  

Yorumlar