1915 yılında Mehmet Akif’in deyimiyle ‘yedi düvel’ bir araya gelmiş, Osmanlı’ya son darbeyi vurmak üzere, Çanakkale’ye yönelmişti. Fakat hesap edemedikleri bir şey vardı: Osmanlı, kılıç değil, yürek devletiydi!
Rumeli’ndeki Müslümanların, Osmanlı çekilmeye mecbur bırakıldıktan üç yıl sonra Çanakkale Savaşı’na katılmaları, bunun en güzel ifadesidir.
Çanakkale Savaşı esnasında Osmanlı toprağı olmayan Rumeli, bir çok evladını gözü kapalı Çanakkale Cephesi’ne göndermiş. Bu kimselere, Rumeli’den gelen gönüllüler anlamına gelen, “curumliye” deniyormuş. Onların bir çoğu, cephede şehit düşmüş.
Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun Kosova’nın Çanakkale Kahramanları isimli eseri,bu önemli hakikati gün yüzüne çıkaran bir çalışma.
Çanakkale’ye giden yüzlerce Kosovalıdan biri de, Aslan Onbaşı.
O yıllarda, iki arkadaşıyla birlikte Kosova’da askerlik yapan Aslan Onbaşı, Sırp Ordusu’ndan kaçarak, Alman Ordusu’na sığınmışlar. Birkaç gün esirlikten sonra Türk askerlerini görüp, onlara katılmışlar.
Alman askerlerinin “Neden Türklerle beraber savaşmak istiyorsunuz. Kalın burada. Rahatınız yerinde değil mi” sorusuna, Aslan Onbaşı şu cevabı vermiş: “Benim dedem Osmanlı askeri olarak Ruslarla savaşırken şehit düşmüş ve ben dedemin kanını almak istiyorum.” [Sayfa 49]
Aslan Onbaşı, savaşın neredeyse her aşamasında, Osmanlı safında bulunmuş. Hatta Batum’a kadar gitmiş. Birçok cephede savaşan Aslan Onbaşı, en çetin savaşların Türkçe bilen ve Türk üniforması giyerek, Türk askerlerine saldıran Ermenilerle yaşandığını anlatırmış. “Ermeniler tarafından esir alınan 40 Türk askerini, elleri, ayakları ağaçlara bağlı, kulakları ve dilleri kesilmiş şekilde bulduklarını” söylermiş. [Sayfa 50]
Savaş bittikten sonra Kosova’ya Mamuşa’daki köyüne dönen Aslan Onbaşı şu türküyü dilinden düşürmezmiş: “Canım feda olsun bu vatana / Patlatayım, mermiler şahlanıp gitsin dağa taşa / Ezan sesi duyulmuyor hakim çıkmış minbere / Kâfir düşman bayrak asmış camilere her yere / Öyleyse gelin hey din kardeşler gelin ölelim el ele.” [Sayfa 51]
Savaşa katılanların anlattıklarına göre; Halife’nin çağrısı üzerine, Kosova’daki camilerde verilen vaazlarda, düşmana karşı verilen mücadeleye katılma çağrısı yapılmış. Beklemeye tahammül edemeyen bir köy imamının geceden yola çıktığı, sabah ezanı okunmayınca anlaşılmış. [Sayfa 75]
Gora-Dragaş’lıların anlattıklarına göre, Çanakkale Savaşı’na Yeni Pazar, Yeni Varoş, İpek, Gora, Prizren, Priştine, Üsküp ve Kalkandelen’den toplam tabur katılmış.
Prizren’e bağlı Dragaş ilçesi ve 20 köyden oluşan Gora bölgesi, Çanakkale Savaşı’nda 460 şehit vermiş. [Sayfa 57]
Savaşa katılanlardan bir diğeri de, Gora’nın Leştane Köyü’nden Akif Tane.
Oğlu Seyfi Memiş’in anlattığına göre; Akif Tane, savaş boyunca 17 yerinden yara almış ve Fransızlara esir düşmüş. Savaş esnasında neredeyse hiç yemek yememişler. Karınlarını hoşafla doyurmaya çalışmışlar.
Savaşın ardından Kosova’ya dönerlerken, üzerindeki Osmanlı üniformasını gören bazı Sırplar, Türkler geri dönüyor kaygısıyla silaha sarılmışlar. Akif Tane, üniformasını bir çobanla değiştirerek canını kurtarmış. [Sayfa 77-78]
Çanakkale Harbi’ne sadece Goralı erkekler değil, Çanakkale’de şehit düşen Drganşlı Zeynep Mido Çavuş gibi bir çok kadın da katılmış. [Sayfa 80]
Goralılar, Çanakkale Harbi’ne katılanlar için, şu türküyü yakmışlar: “Türklerin gemisi kırmızı delikli / İçindeki askerler aslan yürekli / Düşmanların gemisi yeşil direkli / İçindeki askerler tavşan yürekli / Kaçma düşman kaçma tutuklanırsın / Çanakkale Boğazı’nda teslim olursun.” [Sayfa 94]
Sadece Kosova değil, Sancak, Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan’dan çok sayıda Müslüman, Çanakkale’de Osmanlı saflarında savaştı.
Çanakkale Savaşı’na katılım çağrısı ilk önce Novi Pazar’da, daha sonra bölgedeki diğer şehirlerde yayınlanmış. Savaşa, çoğunluğu Sancak’tan olmak üzere, 15 bin Boşnak katılmış.
Novi Pazar Üniversitesi’nden tarihçi Doç. Dr. Recep Şkriyely’nin, AA’ya verdiği mülakatta bunu doğruluyor: “Çanakkale Savaşı’na gönüllü olarak katılmak isteyenler arasında izdiham yaşandı. Sancaklı gençlerin yanı sıra Kosova, Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan’dan çok sayıda Müslüman, Osmanlı saflarında savaşmak için Çanakkale’ye gitmek istedi.”
Çanakkale Savaşı’na katılan Sancaklılardan Beşir Goloş’un torunu olan Novi Pazar’daki Ras Arşivi sorumlusu Doç. Dr. Hivzo Goloş’un söyledikleri de aynı doğrultuda: “Gönüllülerin Çanakkale’ye gidişlerini imamların yanı sıra dönemin Novi Pazar Belediye Başkanı Rizvan Muratbegoviç ile Tutinli Ahmet Hamzagiç organize etmişti.”
Bu vesileyle, İslam’ı ve Osmanlı’yı savunmak için Çanakkale Cephesi’ne koşan tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. Mekânları cennet olsun inşallah.
Yorumlar