Batı Trakya Türk Azınlığı ve Yunanistan’da yaşayan diğer Müslümanların birçok sorunu var. Eğitim, atanmış-seçilmiş müftülük ve vakıf mallarının iadesi, Batı Trakya Türk Azınlığının statüsü, İskeçe Türk Birliği’nin resmiyeti ve Batı Trakya Türk medyasını, Gündem ve Millet gazeteleri başta olmak üzere, yargı kıskacında sindirme girişimleri bunlardan sadece bir kaçı.
Ancak yıllardır gündemden düşmeyen bir başka sorun daha var: Atina ve Batı Trakya’da cami ve minare inşa edilmesi.
Atina’daki Müslümanlar, yıllardır, apartmanların zemin ya da bodrum katlarındaki derme çatma mescitlerde ibadet etmek durumunda bırakılıyorlar. Bayram namazları da meydanlarda ya da spor salonlarında kılınıyor. Sayıları yüz civarında olan mescitlerin, neredeyse yarısı da kapandı.
Mescitlerin kapanmasında iki önemli gerekçe var. Mescitler, cemaatin katkıları ile ayakta duruyor. Fakat Yunanistan’da yaşayan çok sayıda Müslüman, daha iyi bir yaşam için, bu ülkeden ayrıldı. Kalanların da, kira ve diğer masrafları karşılama gücü kalmadı. Ancak esas gerekçe, ibadet alanlarının açık kalabilmesi için gerekli şartları tanımlayan genelgenin, Yunanistan Eğitim ve Dinişleri Bakanlığı tarafından katılaştırılması ve polisin mescitlere kilit vurması.
Hali hazırda açık olan mescitler ise sürekli polis ve Yunan ırkçılarının baskı ve tehdidi altında bulunuyor. Atina’daki Yunan-Arap Kültür Merkezi mescidine kesik domuz başı bırakılması, meselenin hangi boyuta ulaştığını açıkça ortaya koyuyor.
Yapımı yılan hikâyesine dönen Atina Camii de, oldukça eski bir mesele.Yunan idaresi, Pire’de ‘Türk Camii’ inşa edilmesi maksadıyla, 1851 ve 1890 yıllarında, Osmanlı hükümetine 554 metrekarelik arsa tahsis etti.
Daha sonra 1934 yılında 6244 sayılı yasayla, Atina’ya cami ve Mısır Enstitüsü’nün inşa edilmesi için Mısır hükümetine, 3 bin 350 metrekarelik arsa tahsis edildi.
Takvimler 2000’i gösterdiğinde, 2004 Olimpiyat Oyunları vesilesiyle hazırlanan 2833 sayılı kanunda, Peania bölgesine İslam Kültür Merkezi kurulması öngörüldü.
Altı yıl sonra hazırlanan bir diğer yasada ise Yunan idaresinin, Atina’ya cami inşa etmesi ve idarenin Eğitim Bakanlığı denetimindeki karma komite tarafından sağlanmasını öngörüyordu.
Caminin, Votanikos semtindeki Deniz Kuvvetleri’ne ait olan eski tesislerde inşa edilmesi planlanıyordu. 2011 yılındaki, 4014 sayılı yasa ile caminin ebatları küçültüldü. Aynı yılın Kasım ayında, Altyapı Bakanlığı’na bağlı Kamu Projeleri Genel Sekreterliği projeyi yürürlüğe koydu.
Bu sefer de dönemin Altyapı Bakanı Makis Voridis, meseleye oldukça ilgisiz kaldı. Ta ki Eğitim Bakanlığı, 2013 yılı Mayıs ayında, gerekli finansmanı sağlayana kadar.
Nihayetinde, 2013 yılı Temmuz ayında, cami inşası için ihale açıldı. Ancak Kamu Projeleri Genel Sekreterliği dört başarısız ihale sonrası, uzun süre, cami inşası için teklif sunan tek konsorsiyum ile sözleşme imzalamadı. Çünkü Pire Metropoliti Serafim ile Votanikos semtindeki 9 kişi, ‘cami inşaatı yasasının anayasaya uygun olmadığı’ gerekçesiyle, Danıştay’a dava açtılar. Danıştay, itirazları inceleyip, yasayı anayasaya uygun buldu.
Atina Camii dosyası, inşaatına başlanmak üzere, hali hazırda, Çevre, Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda bekliyor.
Yunanistan’da, ikisi Atina’da olmak üzere, kırktan fazla Osmanlı camii bulunuyor. Ancak bu camiler de, şu veya bu sebeple, ibadete kapalı tutuluyor. Atina’daki Mustafa Ağa Camii, seramik müzesi ve Fatih Sultan Mehmet Han (Fethiye) Camii ise antik eser deposu olarak kullanılıyor.Restoranlarına bile, müsaade edilmiyor.
Cami yapımı ve restorasyonuna müsaade etmeyen Yunanlılar, cami ve minare cezalarıyla, eski günlere dönüş sinyalleri de veriyor.
Meriç’in Dedeağaç ilçesi Hasanlar Köyü’nde, minare inşaatında çalışan üç işçi, Gümülcine İstinaf Mahkemesi tarafından, üçer ay hapis cezasına çarptırıldı. Gerekçe de oldukça ilginç: 2008 yılında, minarenin 14 metre yüksekliğinde inşa edilmesi için onay alınmasına ve bu doğrultuda inşa edilmesine rağmen, yürürlükteki kanunların 7,5 metreye izin vermesi!.. Cezalar ertelendi ama neticede üç tertemiz insanın sicili de ‘bozuldu.’
Aynı şekilde, İskeçe’nin Mustafçova Belediyesi Dolaphan Köyü’ndeki Dolaphan Camii mütevelli heyetine 700 bin Euro para cezası verildi. Bu astronomik cezanın sebebi de, ‘imar-iskân kanunlarını ihlâl ederek’, köy camisini kapsamlı şekilde restore ettirmek!
Anlaşılan o ki, Yeni Demokrasi, PASOK ya da SYRİZA, Yunan cephesinde değişen bir şey yok. Camiler ve özellikle minareleri, Yunanlıları rahatsız etmeye devam ediyor.
Yorumlar