Duyuru

Makedonya’da neler oluyor?

Yazılar - Makedonya

  /   1980   /   21 Mayıs 2015, Perşembe

Akit
 Yazdır

  

Makedonya, 2014 yılının ilk yarısından itibaren, birçok protesto eylemine ev sahipliği yaptı. Protestoların en akılda kalanı, Smilkovtsi gölünde beş Makedon’u öldürmekten yargılanan, altı Arnavut’un müebbet hapse çarptırılmasının ardından yaşandı. 

Günlerce süren bu protestoları; iflas bayrağını çekenlerin, Makedonya Sendikalar Birliği’ni işgal etme teşebbüsleri ve Hükümet binası önündeki protestoları izledi.

Elektrik faturalarından şikayet edenlerin eylemleri, yüksek öğretim yasasındaki bazı değişikliklere karşı çıkan öğrencilerin protestoları, maaş ve cezalardan memnun olmayan ilkokul ve lise öğretmenlerinin grevi ve gelir vergisi yasasındaki değişikliklerden rahatsızlık duyanların protestoları, Makedonya’nın son bir yılına damga vuran diğer gelişmelerdi.

Makedonya’daki protestolar, ülke parlamentosuna kadar ulaştı. 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento Seçimlerinde, hile ve halka baskı yapıldığını ileri süren muhalefet, parlamento çalışmalarına katılmıyor.

Anamuhalefet partisi SDSM lideri Zoran Zaev’in, şubat ayı başından beri belirli aralıklar ile kamuoyuna servis ettiği ses kayıtları da ülkedeki protestolar zincirine yeni halkalar ekledi. 

Zaev, bu ses kayıtlarının, Başbakan Nikola Gruevski liderliğindeki VMDO-DPMN Hükümeti’nin; seçimlerde hileye başvurmak, yargıyı etkilemeye çalışmak, yasadışı dinleme faaliyetlerinde bulunmak, muhalefete şantaj yapmak ve usulsüz harcamalarda bulunmak gibi birçok hukuksuz eyleme karıştığının açık delili olduğunu iddia ediyor. 

2011 yılında, 14 Milyon Euro karşılığında, İsrail’den dinleme cihazları satın alınması ve bu cihazlar ile 20 bin kişinin dinlenmesi de, Zaev’in iddiaları arasında yer alıyor.

Zaev’in iddiaları, bununla da kalmıyor. 2011 yılındaki seçimlerin ardından gerçekleştirilen kutlamalarda işlenen bir cinayeti, hükümetin bunu örtbas etmeye çalıştığını ileri sürüyor. Bu iddiayı destekleyen bir ses kaydı, Makedonya gündemine bomba gibi düştü. 

Ses kaydının Makedonya basınında yayınlanmasının ardından 4-5 Mayıs’ta Üsküp’te gerçekleştirilen protesto gösterileri, olaylı geçti. Protestocular ile polis arasındaki çatışmalar, onlarca gözaltı ile neticelendi.

Gün geçtikçe muktedir olmaktan uzaklaşan Gruevski Hükümeti, üzerine odaklanan gözleri başka yöne çevirmek adına, milliyetçilik kartına oynamayı tercih etti. 9 Mayıs’ta Kumanova şehrindeki bir grup Arnavut üzerine kanlı bir operasyon gerçekleştirdi. 

Makedonya silahlı kuvvetleri, “silah kaçakçılığı yapılıyor” bahanesiyle, sabah namazı vaktinde gerçekleştirdikleri operasyonda; biri 8 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere, 14 sivil Arnavut’u katletti. Onlarca sivil de yaralandı. Çatışmalarda, sekiz polis de öldü. 

Makedonya silahlı kuvvetleri geri çekildiğinde, kanlı operasyonun boyutları da gün yüzüne çıktı. İki gün süren çatışmalardan geriye, harabe hale gelmiş evler ve hasar görmüş araçlar kaldı. Mahalledeki elektrik ve telefon kablo sistemi de tahrip oldu. Hasar Belirleme Komisyonu’nun ilk tespitlerine göre, 66 ev hasar gördü ve 121 aile mağdur oldu. 

Ne var ki Gruevski Hükümeti’nin Üsküp’teki hesabı, Kumanova’ya uymadı. Dikkat dağıtayım derken, hem yerel hem de uluslararası, tepkinin odağı oluverdi. 

Makedonya’daki misyon şefleri, Kumanova’daki çatışmadan sonra, Cumhurbaşkanı İvanov ve Başbakan Gruevski ile bir araya geldiler. 

Cumhurbaşkanı İvanov, Türkiye, ABD, AB Büyükelçileri ve AGİT Misyon Şefi ile görüştü. Başbakan Gruevski ise ABD, AB, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya Büyükelçilerini ağırladı.

ABD her iki toplantıya katılırken, Rusya hiçbir toplantıda yer almadı. ABD Büyükelçisinin, Başbakan Gruevski’yi eleştiren açıklamalar yapması da önemli bir ayrıntı.

Tüm bunlar, “Türk Akımı” projesi üzerinden Balkanlar’a sirayet eden AB, ABD ve Rusya çekişmesinin açık bir tezahürü. Kumanova baskını, vesilesi ile ‘Türk Akımı’na ev sahipliği yapacak ülkelerden birisi olan Makedonya’nın kulağı çekildi. 

Gruevski Hükümeti, Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldu. Kanlı baskın öncesinde Arnavut grupla yapılan telefon görüşmesinin kayıtlarını ABD Büyükelçiliği’ne sunan, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı ve İstihbarat Müdürü, istifa etmek zorunda kaldılar.

Hükümet, iki bakan ve istihbarat müdürünü kurban ederek, bu işten sıyrılmak istiyor. Ancak muhalefetin durmaya niyeti yok. 17 Mayıs’ta Üsküp’te düzenlenen son protestoya katılım, beklenin üzerinde oldu. SDSM önderliğindeki protestoculara, muhalefetteki Türk partileri THP ve TMBH de destek verdiler. Her ne kadar Arnavut partileri destek vermediklerini söyleseler de, mitinge çok sayıda Arnavut da katıldı.

Özetle, Gruevski Hükümeti ve VMDO-DPMN, milliyetçi ve diğer etnik unsurları asimile etmeyi hedefleyen politikalardan vazgeçmezse, Makedonya’nın teneşirdeki yeri çoktan hazır. Baskı politikaları devam ederse, bu yol ‘Büyük Arnavutluk’a kadar gidebilir.

  

Yorumlar