Putin’in özür talebi ve Rusya’dan gelen doğalgazın kesilmesi ihtimali, yerel bir televizyon tarafından, Erzurum halkına sorulmuş.
Cevaplar ortak: “Türkiye, kesinlikle özür dilenmemeli. Asıl Rusya özür dilemeli. Doğalgazı kesseler ne olur? Kömür yakarız, tezek yakarız...”
Erzurum halkının görüşü, oldukça önemli ve bir o kadar da değerli. Çünkü Erzurum halkı, kışı çetin koşullarda yaşasa da, mezalim kelimesinin Moskof’a karşılık geldiğini çok iyi biliyor.
Türk milleti, gavurdan aman dilemektense, ölmeyi yeğler. Bu dün böyle idi, bugün de böyledir.
Yeri gelmişken...
Uçak düşürülmesi hadisesinde, gündeme gelmeyen bir husus daha var. Arnavutluk ve Makedonya’daki Arnavut medyasına göre; “Rus uçağını düşüren pilot, Sırbistan’ın güneyindeki Preşova’dan göç etmiş, Arnavut asıllı bir ailenin mensubu.” Bu haberleri görünce, Rus şair Puşkin’in Erzurum Yolculuğu isimli kitabında yer alan bir anekdotu hatırladım.
1877-78 Osmanlı - Rus Harbi (93 Harbi) esnasında Rus ordusu, Erzurum önlerine kadar gelmiştir. Ve Puşkin de Rus ordusundadır. Puşkin, o günlerde yaşananları şu şekilde aktarıyor: “Kont Paskeviç atlıydı. Karşısında, kentin anahtarlarıyla gelen Türk delegeleri oturuyordu. Ama Erzurum’da kaynaşma belli oluyordu. Birdenbire kent tabyalarından bir ateş parladı, gülleler yağmaya başladı. Güllelerin birkaçı Kont’un başının üstünden geçti.
O anda, teslim görüşmeleri için birkaç gün önce Erzurum’a giden Kont Bekoviç dörtnala geldi. Seraskerin ve halkın teslim olmaya çoktan razı olduklarını, ama, Topçu paşasının elebaşlık ettiği birkaç Arnavut’un kent tabyalarını ele geçirdiklerini, teslim olmamak için isyan ettiklerini bildirdi…”
Millet-i sadıka Arnavut kardeşlerimizin, Yanya ve İşkodra Müdafaaları esnasındaki kahramanca direnişlerini de unutmamak lazım.
Sanırım meseleyi şu şekilde özetleyebiliriz: “Her kuşun eti yenmez; kuş var, et yedirirler.”
Satışa gelmek...
Türkiye ile Rusya arasındaki gerginliğe dair değerlendirmelerde, nedense, Amerika Birleşik Devletleri faktörü hep ihmal ediliyor. Rusya’nın Suriye’deki operasyonları tepki ile karşılanırken; “stratejik ortak” ABD’nin, Suriye’nin yanı sıra, Irak ve Afganistan’daki varlığı görmezden geliniyor.
Aslında bu, yeni bir ihmal değil. Şöyle ki...
93 Harbi, Türk milleti için telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açmıştır. Geniş ve zengin araziler düşmana kaptırılırken, ekonomik açıdan çok zorlu bir döneme de girildi.
Osmanlı Devleti, bu savaşa hazırlanmak için gerekli parayı bulamamıştır. Galata tefecilerine, yüksek faiz oranlarıyla, borçlanmıştır.
Öte yandan Rusya, savaş için gerekli kaynağı çok önceden bulmuştu.
Peki, Rusya parayı nereden buldu?
Bu sorunun cevabı, Amerika Birleşik Devletleri haritasındadır. ABD’nin en büyük eyaleti olan Alaska, Ruslardan satın alınmıştır. “Büyük arazi” anlamına gelen Alaska’nın yüzölçümü 1 milyon 518 bin 769 kilometrekaredir. Yani, Türkiye’nin iki katı...
Alaska’da bin 800 ada, 3 milyon göl ve 3 bin nehir bulunuyor. Eyaletin üçte birine karşılık gelen, zengin orman kaynakları var. Deniz ve doğal kuş yaşamı açısından büyük bir zenginliğe sahip olsa da, önemli petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahiptir.
Rusya, işte böyle muazzam bir kara parçasını, 1867 yılında, 7 milyon 200 bin dolar karşılığında, ABD’ye satmıştır.
Toparlarsak: Rusya, Osmanlı’yı saf dışı bırakabilmek için bu satışı gerçekleştirmiştir. Ve ABD’nin, 93 Harbi’ne etkisi çok büyük olmuştur.
Amerika, Alaska’yı satın alarak, bir taşla üç kuş vurmuştur: Birincisi, büyük bir toprak parçasını sınırlarına katmıştır. İkincisi, Ruslara Osmanlı’yı yenme imkanı sağlamıştır. Üçüncüsü, Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakıp, yerine geçmiştir.
O yıllarda Amerikalı misyonerlerin, Doğu Anadolu ve Kilikya bölgesinde cirit attığını, Ermenileri ve Süryanileri örgütlemek için okullar açtığını da unutmayalım.
Yunan ordusunu İzmir’e çıkaran donanmada Amerikan gemilerinin olduğunu, hâlâ Lozan’ı imzalamadığını ve Montrö’yü delmek için girişimleri olduğunu da ilave edelim.
Gelelim bugüne...
Rusya, bugüne kadar, ABD hava sahasını defalarca ihlal etti. Fakat ABD, hiçbir Rus uçağını düşürmedi. Rusya’nın, koalisyon güçlerinden bağımsız olarak, Suriye’de hava saldırıları gerçekleştirmesine ve bu ülkeye yerleşmesine de ses çıkarmadı.
Buna karşılık 3 Ekim’de Rusya Türk hava sahasını ihlal edince, ABD Dışişleri Bakanı’ndan “Türkiye, hakları doğrultusunda karşılık vererek bu uçağı düşürebilirdi” açıklaması geldi.
Kısa süre sonra Türkiye, Rus uçağını düşürdü.
Rus uçağı düşürüldükten sonra ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan yeni bir açıklama geldi: “Bu, Türkiye ve Rusya arasındaki bir olay.”
Özetle: Aman dikkat, bir defa daha, satışa gelmeyelim!
Yorumlar