Adapazarı, 13–14 Haziran 2008 tarihleri arasında bir ilke imza atıyor. Balkan ülkelerinden gelecek olan misafirlere samimi bir ev sahipliğine hazırlanıyoruz. Yıllardır ihmal edilen Balkanlara gönlümüzü ve kalbimizi açtık nihayet.
Adapazarı, Osmanlı sonrasında Balkan ve Kafkas ülkelerinden gelen muhacirlerin göç yollarının kesiştiği bir havzadır. Kafkas muhacirlerini oluşturan Gürcü, Abaza ve Çerkezlerin yanında Balkan ülkelerinden çok daha yoğun bir şekilde göç almıştır yaşadığımız bu coğrafya.
Arnavut, Boşnak, Torbeş, Pomak ve Türklerden oluşan göç dalgası sanki bütün Balkanların bir özeti gibidir. Şehrimizde yaşayan Balkan muhacirlerinin ülke dağılımı Bosna, Sancak, Kosova, Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan’ın muhtelif şehirlerini kapsamaktadır.
Böyle bir “Balkan etnik yapı”, elbette ki Başta Valilik olmak üzere, emniyete, belediyelere, üniversitemize ve tüm siyasi partilere sorumluluk yüklemektedir.
Sakarya Büyükşehir Belediyesinin organizasyonunu üstlendiği ve Balkan Araştırmaları Derneği olarak katkı verdiğimiz “Balkan Buluşması” ilimiz ile Balkanlar arasında yeni köprülerin kurulmasına, ortak hedef ve işbirliğinin arttırılmasına vesile olacaktır.
Balkanlar; Avrupa Topluluğunun genişleme sürecinin dayandığı sınır olduğu için yükselen bir değerdir. Büyük devletlerin ulusal çıkarlarının çatışma alanı olmasından dolayı önemlidir.
Şehrimiz açısından Balkanlar önemlidir. Akrabalık ve ticaret ilişkileri halen sıcak bir şekilde devam eden muhacir yoğunluğunu olmasına rağmen ne yazık ki Balkan Muhacirleri, kentimizin yüksek siyasetinde “dışlanan” bir unsur olmaya devam etmektedir.
Bu şehirde yaşayan insanların üçte birini oluşturan muhacir kitlenin sesinin duyulmasını/duyurulmasını önemsiyorum. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin “etnik ayırım gözetmeksizin” Balkanların tamamını kuşatan bir organizasyona imza atacak olması takdire şayandır. Böyle bir organizasyonun daha önce hiç yapılmamış/yapılamamış olması ayrı bir konudur. Her yeni başlangıç önemlidir.
Programa katılacak olan misafirlerimiz; Arnavutluk, Bosna, Sancak, Kosova, Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan Batı Trakya’dan gelecekler. Misafirlerin katılımıyla oluşacak olan “Balkan Fotoğrafı” Adapazarı’na değer katacaktır.
Adapazarı Balkan Buluşması kentimizde yaşayan muhacirlere de sorumluluk yüklemektedir. Göç ederek ardımızda bıraktığımız ülke, şehir, köy, bölge her ne ise Adapazarı’nda yaşayan muhacirler olarak ülkemizin stratejik çıkarları, dindaş veya soydaş kardeşlerimizin gelecekleri açısından yeniden düşünme ve bu sürece pozitif katkı sağlama sorumluluğunu hissetmeliyiz.
İlimizde kurulmuş olan Balkan kökenli derneklerin meseleyi “lokal ve mikro ölçekli” görmemesi önemlidir. Yeni dönem Balkan politikalarının klasik Türk Milliyetçiliği bakışından kurtulması gerekir.
Balkanlarda Türkçülük, Arnavutçuluk ve Boşnakçılık yapmanın taraflara kalıcı hiçbir faydası olmamıştır. Tam tersine ortak kimliği “İslam” olan bu topluluklar, kazanacakları yerde bölünmüşler ve gittikçe birbirlerinden uzaklaşmışlardır. Irk aidiyetinin ruhsal sebeplerini reddetmeksizin kültür ve tarihin ortaklığından hareketle “yeni bir gelecek” hedefi üzerinde kilitlenmek zorundayız.
Adapazarı açısından büyük bir sorun olarak gördüğüm “Balkan ilgisizliğini” anlamakta zorlanırdım. Yaklaşık olarak iki yıldır balkanlar konusuna dikkat çekmeye çalışmamın elbette ki sosyolojik bir altyapısı vardı.
Bizler açısından Balkanlar önemli. Çünkü akrabalarımızın halen yaşadığı sınırlar ötesinde kalmış bir coğrafyadan bahsediyoruz. Dedelerimizin mezarlarını emanet ettiğimiz ve geçmişe ait hatıralarımızın capcanlı yaşatıldığı göç hikâyelerimizden bahsediyoruz.
Gurbete dair hasret ve hüzünlerimizin halen buram buram tütmekte olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz.
Sırp barbarlığına “şahit” ve “şehit” olmuş nesillerden, zulme uğramış Müslüman kadın ve çocuklardan, yakılmış yıkılmış cami ve köprülerimizden bahsediyoruz.
Uluslararası Balkan Buluşmasına ev sahipliği yapacak olmamız çok doğru bir süreçtir. Yerinde ve haklı bir adımdır. Büyükşehir Belediyesi bu sürecin halka dönük sivil ilk ciddi adımını atmıştır. Umarım gerisi gelir.
Üniversitemizin, Belediyelerin, Müftülüğün ve ATSO’nun Balkan şehirleri ile kardeşlik ve işbirliği protokolü imzalamaları ülkemiz adına çok yerinde bir hamle olacaktır. Sivil halkın destek verdiği resmi anlaşmaların başarı şansı yüksektir. Sakarya bu potansiyeli olan birkaç şehirden biridir.
Buluşmaya önderlik eden Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz DURAN’a, Genel Sekreter Rüstem KELEŞ’e, organizasyona fikri derinlik katarak koordine eden Genel Sekreter Yardımcısı Atilla ARKAN’a, Kültür İşleri Daire Başkanı Fahri TUNA’ya ve ekibine içtenlikle teşekkür ediyorum.
Bosna Hersek Milli şairi ve Alija’nın dava arkadaşı Cemalettin LATİÇ başta olmak üzere Balkanların her yanından davete icabet eden saygıdeğer katılımcılara “Türkiye’ye değil, ülkenize hoş geldiniz” diyorum.
Yeni Sakarya Gazetesi, 11 Haziran 2008
Yorumlar