Bağcılar Belediye Başkanlığının daveti üzerine geçen hafta sonu Holiday İnn otelinde yapılan Aliya Sempozyumu bilgilendirme toplantısına Balkan Araştırmaları Derneği adına katıldım.
20.yüzyıl İslam Kültür havzasında yetişen büyük mütefekkir, bilge kral Alija İzzetbegoviç (1923–2005) adına düzenlenecek olan sempozyum diğer belediyelerimize de örnek olmalıdır.
Uluslararası Aliya Sempozyumu Türkiye’de ilk defa yapılacak. Bosna Savaşı sırasında Çağlayan Mitinginde Boşnak kardeşleri için toplanan binlerce insanın fedakârlığına ve sevgisine şahit olmuş Lokman Bey’i böyle güzel ve anlamlı bir organizasyona önderlik ettiği için kutluyorum.
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım’ın altını çizerek tekrar bizlere hatırlattığı “özgürlük savaşçısı” büyük insan Aliya İzzetbegoviç’i rahmetle anıyorum. Kendisini dünya gözüyle görmek bana nasip olmadı ama “kişi sevdiğiyle beraberdir” gerçeğine iman etmek O’na olan hasretimi hafifletiyor.
Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı; açış konuşmasında genel hatlarıyla şöyle dedi: - “ Bosna Hersek’ten, Sancak’tan, Kosova’dan ve Türkî Cumhuriyetlerden göç ederek Bağcılara yerleşmiş çok sayıda insanımız vardır. Aliya İzzetbegoviç’e duyulan sevgi ve saygı da bu ortak kültürün köprülerinden biridir. Aliya sadece Bosna’nın ve Türkiye’nin değil aynı zamanda tüm dünyanın önemli bir bilge ismi, kültür, siyaset ve devlet adamıdır. Bu sebeple tarihi bağlarımızı tekrar hatırlamak ve Aliya İzzetbegoviç’i anmak üzere bu sempozyumu tertip ettik.
Bir düşünür, devlet adamı ve siyasetçi olarak Aliya’nın mirası ve Bosna’nın özgürlük mücadelesini konuşacağız. Aliya İzzetbegoviç’ten herkesin alacağı bir ders mutlaka vardır. Çünkü O, düşmanları için “saygı duyulacak bir rakip”, çocukları için “mükemmel bir baba”, halkı için “ bir kahraman” olabilmiş ender şahsiyetlerden biridir. Halkını geleceğe taşıyacak tarihi sorumluluğu omuzlamaktan geri durmamış bütün olumsuz şartlara rağmen en ufak bir haksızlığı düşmanlarına dahi göstermemiştir. Aliya İzzetbegoviç’i anmanın bütün dünyanın insani, kültürel ve etik değerlere ihtiyaç duyduğu bir dönemde daha da anlamlı olduğunu düşünüyoruz”
Toplantıda söz alan Sancak kökenli eski milletvekili Hüseyin Kansu, “ Türkiye açısından savrulmakta olan gençliğe Aliya İzzetbegoviç bir örnek olarak tanıtılmalı. Aliya kendi ülkesinde bir okuldu. Talebeleri yeteneklerine göre asker, diplomat, düşünür, akademisyen oldular. Alija hayatın her alanında insan yetiştirdi. Onun asıl vasfı düşünür olmasıdır. Alija Türkiye’de mütefekkir olarak tanıtılmalıdır ” dedi
İHH - İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım bence toplantının en güzel konuşmasını yaptı. Alija’nın gönül dünyasına ve manevi bereketine atıf yaparak şunları söyledi. Bülent Abinin “Aliya, sahiplenen için bir rızıktır” sözü hafızama kazındı.
İHH’ nın mütevazı lideri sözlerine şöyle devam etti. “ Rahmetli Aliya İzzetbegoviç hal ehliydi. Bize kin tutmamayı ve mütevazı olmayı öğretti. Sıradan görünen ama oldukça derin bir yaşam tarzı vardı. Aliya kendi döneminin bütün olumsuzluklarına rağmen İslam Dünyası ile güzel bir köprü kurdu. Ülkemizde en kısa zamanda Alija İzzetbegoviç enstitüsü kurulmalıdır. O’nun fikirleri derinlemesine tahlil edilmelidir. Bizim düşünce ufkumuzda Kafkaslar ve Balkanlar bir bütün olarak görülmelidir. Problem üreten değil problem çözmeyi bilen kaliteli insanlar yetiştirmeliyiz. Aliya İzzetbegoviç evet barış adamıydı ama aynı zamanda asla unutmamamız gereken bir tarafı vardı. O mükemmel bir özgürlük savaşçısıydı. Çünkü barış; kendi gücünü ortaya koymadığı müddetçe gerçekleşmez. Müslümanlar her alanda özgür olmak için güçlü olmalıdırlar”
11–12 Ekim 2008 tarihinde yapılacak olan sempozyum açılış, tebliğler ve tanıklıklar bölümlerinden oluşuyor. Özellikle Alija’nın oğlu Bakir İzzetbegoviç’in de konuşmacı olarak katılacağı program “bilge kral”ı sevenlerin kaçırmaması gereken bir etkinlik olacaktır. Sempozyum ayrıntılarını www.aliyasempozyumu.org adresinden takip edebilirsiniz.
Ah Sevgili Aliya;
Sen sadece Bosna’nın değil, hepimizin özgürlük savaşçısı ve komutanı oldun.
“You must fight, for your right - Doğrularınız için savaşmalısınız” diyerek çağdaş dünyanın kirli çarklarını sorguladın. İslam’ın izzet ve şerefini onurlu bir şekilde Bosna’nın mavi göklerine yazdın.
Savaşın en şiddetli anında bile ahlak, adalet ve tevekkülden zerre kadar ayrılmadın. Özgürlük Savaşçısı nasıl olunurmuş bütün dünyaya ilan ettin.
“Düşmanlarımıza karşı bir tek borcumuz vardır. Adalet” diyerek düşmanlarını bile kendine hayran bıraktın. “Adil ve emin insan” kavramını bizler için yeniden dirilttin.
Hayatını vakfettiğin Bosna, senin tabirinle “sırf kötülük yapmak için yaşayan ” Sırp Çetnikler tarafından apansız bir şekilde silahsız ve savunmasız kıstırılmış olduğu halde liderliğin ve komutanlığınla özgürlüğüne kavuştu.
Senin kaderin, Bosna’nın kaderiyle kesişti. Bosna’nın kaderi senin kaderin ve hayatın oldu.
Boşnaklara ve dünyanın taş kalpli kurumlarına var olmanın üçüncü bir yolunu hatırlattın.
Seni görmediğim halde gittikçe artan yakıcı bir hasretle özlüyorum.
Sana ve kutlu şehitlerine selam olsun.
Yeni Sakarya Gazetesi, 20 Ağustos 2008
Yorumlar